11 Haziran 2015

Kılıçdaroğlu’na, Bahçeli’ye, Demirtaş’a soruyorum: Saray’a gidecek misiniz?..

Saray kamu hizmetine sunulabilir. Eşzamanlı adım, yolsuzluklar ve 'havuz medyası' için atılabilir

CHP, MHP ve HDP liderlerine, Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Bahçeli ve Sayın Demirtaş’a soruyorum:
Saray’a gidecek misiniz?..
Bu soru kritik.
Eminim, sizler de bunu biliyorsunuz.
Saray’a karşı haklı itirazlarınız var.
Baştan beri öyle.
Saray, cumhuriyet tarimizde eşine rastlanmamış bir israf, debdebe ve şaşaa örneğidir.
Bu korkunç görgüsüzlük, aynı zamanda Atatürk dâhil bütün bir cumhuriyet tarihini inkâr eden, bu inkârı ‘yüz yıllık hesaplaşma’nın içine oturtmak isteyen ve bu çerçevede demokrasiyi de küfür düzeni sayan İslamcı bir anlayışın ürünüdür.
Cumhurbaşkanlığı makamını Çankaya Köşkü’nden Saray’a taşıyan Tayyip Erdoğan kafası böyle bir kafadır.
Saray bu kafanın ürünüdür.
Onun için soruyorum CHP, MHP, HDP liderlerine:
Saray’a gidecek misiniz?

Tek maddelik yasa yeterli

Saray, eşine rastlanmamış bir israf, debdebe ve şaşaa örneği, demokrasiyi küfür düzeni sayan İslamcı bir anlayışın ürünüdür

Bu soru kritik:
Zira koalisyon turları ister istemez Cumhurbaşkanlığı’nı da içine alacak.
Anayasaya göre durum böyle.
Karşımızda anayasayı hiçe saymış, hukuku yerle bir etmiş bir Cumhurbaşkanı olsa da bu gerçek değişmiyor.
Yeni hükümetlerle ilgili görevlendirme ondan başlamak zorunda...
Bunun için soruyorum:
Bu durumda Erdoğan’ın tek adamlığının ya da ‘Erdoğan despotizmi’nin simgesi hâline gelmiş olan Sultan’ın Sarayı’na gidecek misiniz diye...
Oysa, tek maddelik bir yasa yeterlidir.
Bu ülkede bundan böyle cumhurbaşkanlarının makamı Çankaya Köşkü’dür diyen bir kanunla Saray boşaltılır, kamu hizmetine sunulur.
Böylece Erdoğan’a da Çankaya yolu açılır.
CHP, MHP, HDP’nin çoğunluğu buna yetiyor. TBMM toplanıp başkanını seçtikten sonra bu adım atılabilir.

17 Aralık sürecinde hükümetten istifa etmek zorunda kalan Egemen Bağış, Muammer Güler, Erdoğan Bayraktar ve Zafer Çağlayan'ın Yüce Divan'da yargılaması engellendi. 17-25 Aralık dosyaları mahkemeye taşınmadan savcılıklarda kapatıldı. 17-25 Aralık savcıları ise meslekten atıldı



Bilal Erdoğan'ı da davet edecek bir komisyon

Eşzamanlı olarak atılabilecek başka adımlar da var.
Bunların başında soruşturma komisyonları geliyor.
Erdoğan tarafından -AKP içinde de ciddi rahatsızlığa yol açarak- kapatılmış olan yolsuzluk ve rüşvet dosyalarının yeniden açılması için derhal bir soruşturma komisyonu kurulabilir.
Üç parti bunun için de gerekli çoğunluğa sahiptir TBMM’de.
Kaldı ki, böyle bir oylamada evet diyecek AKP milletvekilleri de çıkabilir.
Şunu da bir kenara not edin:
Böyle bir soruşturma komisyonundan Bilal Erdoğan’a da bir davet çıkması sürpriz olmayacak.

'Havuz medyası' soruşturulmalı

Bir soruşturma komisyonu da, yandaş medya -ya da havuz medyası- konusunda kurulabilir.
Büyük ihaleler karşığında, tabii kamu bankalarından sağlanan kredilerle birlikte ‘yandaş medya’yı bol kepçe fonlayan, finanse edenlerin ilişkileri de mercek altına alınabilir bu komisyonla...
Medyadaki Erdoğan düzeni nedir, ne değildir ortaya çıkmadan, yolsuzluk ve rüşvet düzeni hallaç pamuğu gibi atılmadan Türkiye’de ‘demokrasi ve hukuk devleti’ne giden yol açılamaz.
Saray’daki Sultan’dan başkası değildir bu ülkede barış, demokrasi ve hukuk devletinin çanına ot tıkayan...
Bu gerçeği hiç kuşkusuz sizler de biliyorsunuz.
Bunun için soruyorum:
Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Bahçeli, Sayın Demirtaş Saray’a gidecek misiniz diye...
Tek maddelik bir kanun yeter, Saray’ın boşaltılıp Çankaya’ya taşınması için.
Bunun simgesel açıdan taşıdığı anlam büyük...

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Nimet'e özgürlük!

İnsan Hakları Derneği’nin kurucularından Nimet Tanrıkulu, 29 Ekim 2024 tarihinde, hukuk dışı bir kararla tutuklanıp Ankara Sincan Kapalı Cezaevi'ne kondu

Ankara'nın nihai bir oyun planı, bir "end game"i var mı?..

Yoksa yine malum "devlet ezberleri"yle yola devam çıkmazı mı?..

Demirel'i darbeyle devirecektim!

Demirel 100 yaşında! Pazar günü Ülke Politikaları Vakfı'nın Cevahir Otel'de düzenlediği bir toplantıda "BABA"yı andık. Özlemişim Demirel'i, itiraf edeyim, arada bir gözlerim doldu

"
"